19 Temmuz 2011 Salı

PANCAR KAVURMASI

MALZEMELER :
1 bağ kırmızı pancar
1 büyük doğranmış soğan

3 diş ezilmiş sarımsak
1 büyük domates
tuz karabiber
sıvıyağ

YAPILIŞI:
Pancarların yapraklı saplarıyla köklerini birbirinden ayırın. Yaprakları doğradıktan sonra sap kısınlarının sert olan dış kabuklarını sıyırın ve onları da doğrayıp hepsini yıkayın.Tencereye
soğanı ve sıvıyağı koyup kavurun.Sarımsağı ekleyin.Domatesleri ilave edip suyunu çektikten sonra pancarları koyun ve kavurun.Servis ederken ortasına sarımsaklı yoğurt koyun.

21 Şubat 2011 Pazartesi

PEYNİRLİ POĞAÇALAR

MALZEMELER: HEPSİ ODA SICAKLIĞINDA OLACAK
1 paket katı yağ
1 bardak yoğurt
1 çay bardağı süt
1 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı mahlep
2 adet yumurta (1 tanesinin sarısı üstüne sürülecek)
6-7 su bardağı elenmiş un
1 paket kabartma tozu
çörekotu veya susam (üstüne serpmek için)

İÇİ: Bir miktar peynir


YAPILIŞI :

Tüm malzeme bir derin kapta yoğurun. Yoğurma işlemini biraz fazla yapın.O zaman poğaçalar çok daha fazla kabarıyorlar. Elinizde hafif bastırın ve içine peynir koyup kapatın. Unlanmış veya hafif yağlanmış tepsiye dizin. Üstüne yumurta sarılarını sürüp susam (benim tercihimdi, çörekotu da olabilir) serpin ve 170 derece fırtında üstleri güzel kızarıncaya dek pişirin ve ılınınca tepsiden alın.Afiyet olsun efendim :-)



19 Şubat 2011 Cumartesi

TAHİNLİ KEK

MALZEMELER:
3 yumurta
2 bardak şeker
3 bardak un
1 bardak yoğurt
1/2 çay bardağı tahin
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

YAPILIŞI:
Tüm malzemeyi çırpın ve yağlanmış kek kalıbına dökün.160 derece fırında 45 dakika pişirin. Soğuyup,kalıptan çıkarınca üzerine tahin gezdirin.



8 Şubat 2011 Salı

SEVGİ BAĞLARI

Sevgi öyle birşey ki, sizi değer verdiklerinize sıkı sıkı bağlıyor ve kör düğümler atıyor.Siz de o kördüğümleri sınırsız, şartsız ve karşılıksız kabulleniyor, kendinizi hayatın en şanslı insanı olarak görüyorsunuz. İYİ Kİ DOĞMUŞUM, İYİ Kİ SEVDİĞİKLERİM VE DEĞER VERDİKLERİM HAYATIMDASINIZ :-)


17 Ocak 2011 Pazartesi

DERDE DEVA

MALZEMELER:
3 adet portakal
3 adet kırmızı elma
3 adet golden elma
2 adet ayva
1 adet limon
Bal (isteğe bağlı)
1 tatlı taze zencefil rendesi

YAPILIŞI:
Meyveleri iyice yıkayın.Çekirdeklerini ayıklayın ve kabukları ile birlikte küp şeklinde doğrayın.Üzerine su ekleyin ve meyveler yumuşayana dek pişirin.(Ben düdüklü tencerede pişirdem.Hem çabuk pişiyor, hem vitamini gitmiyor) Soğuyunca blendırdan geçirin.Koyu bir kıvam(boza gibi) alıyor.Tatlı sevenler bal ilavesi ile tatlandırabilirler. Kışın grip, nezle olanların derdine deva olacak bir içecek.

8 Ocak 2011 Cumartesi

REVANİ

Bu müthiş lezzetli(benim için) tatlıyı canım annem çok yapardı ve canım babam da afiyetle yerdi.Uzun zamandır yapmayı düşünüyordum.Cesaret edemedim bir türlü.Ya annemin yaptığı gibi harika olmazsa? Ama gözümü kararttım cahil cesaretimle giriştimişe.Yiyenlere göre fena olmamış, ellerime sağlıkmış.Paylaşmaktan yana olan ben sevdiklerime tattırdım.Desteklerden güç alan ben size de tarifimi sunmak istedim.

MALZEMELER:

3 yumurta

1 bardak un

3 bardak irmik

1/2 bardak sıvıyağ

2 paket kabartma tozu

1 paket vanilya

Tüm malzemeyi çırpın ve ılık tepsiye dökün.Ilık olan fırında 150 derecede üstü kızarana dek pişirin ve soğutun.İstediğiniz biçimde kesin ve şerbet sıcakken dökün.

ŞERBETİ:

4 bardak şeker

5 bardak su

1/2 limon suyu

Şerbet kaynamaya başlayınca limon suyunu koyun 2 dakika daha kaynatıp tatlıyı haşlayın.Üzerini hindistancevizi, ceviz ya da fındık ile süsleyebilirsiniz.

1 Ocak 2011 Cumartesi

2011

Hep sayılara buluruz suçu ama onların hiç yok kabahati.Asıl hayatı zorlaştıran, birbirimizi yoran,üzen,kıran, sömüren hep biz insanlar.Yine de bu seneden itibaren daha sevecen,merhametli, düşünceli ve sevgi dolu olunmasını diliyorum,insanoğlundan.Herkesin hayatına mutluluk,sağlık ve bereket dolsun :-)

4 Kasım 2010 Perşembe

HAYAT DERSİ

Hayat Üniversitesi
Hep söylüyorum, biz çocukken midemiz bulanınca ekmek yedirirlerdi,grip "Ya...tınca geçer"di,başın ağrıyorsa "Çocukların başı ağrımaz" denirdi,uykun kaçıyorsa "Oyuncaklarını düşün, güzel rüyalar görürsün" şeklinde konuhalledilirdi!Okuma yazmayı öğrenemiyorsan ya, "Tembel"din ya "Yavaştan, sağlamsağlam öğreniyor"dun!Hüzünlü bir çocuksan "Yazar olacak herhalde" derlerdi,yerinde duramıyorsan, etrafa saldırıyorsan bir tane çakarlardı,susup otururdun.Kanaatimce pedagojinin zirve yaptığı yıllardı o yıllar.Çünkü sonra sonra...

Devamı için
www.sibelinsesi.blogspot.com

CUMA HOCA

Manisa’da en çok pil toplayan okula ödül verilecekti. Mayıs 2010. Cuma Toygar 10 yıldır çalıştığı Necatibey İlköğretim Okulu’nun bahçesini ağaçlandırabilmek için zamanında arabasını satmış bir sınıf öğretmeni. Pil mi toplayamayacak. 500 bin tane biriktirdi, okulu birinci oldu. Merasim anı. Vali ödülü vermek için Cuma öğretmene doğru yaklaştı. Fakat o da ne?...

Devamı için www.sibelinsesi.blogspot.com

25 Ekim 2010 Pazartesi

TAM BUĞDAY UNLU KEK

Tam buğday unu ile yaptığım ilk kekim.Önceden kepekli undan kek yapmıştım,ama tam buğday unundan denememiştim.Lezzet olarak çok beğendim.Beyaz una göre daha sağlıklı ve doyurucu.En fazla 2 dilim diyeyebiliyorsunuz.Tarif değişmiyor zaten.Malzemeler oda sıcaklığında olmalı. Klasik kek tarifim:

3yumurta
1,5-2 bardak şeker (Yumurta ile şekeri iyice çırpın)
1 bardak yoğurt
1 bardaktan az sıvıyağ

3 bardak un
2 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 limon kabuğunun rendesi
Tüm malzemeler çırpılır yağlanmış kalıba dökülür önceden ısıtılmış fırında 160 derecede 45 dakika pişirilir.

KAVRULMUŞ YEŞİL DOMATES

Bu yemeği genellikle Bulgaristanlı göçmenler yaparmış.Yeni evli iken markette yaşlı bir teyze, koca bir torba yeşil domates almıştı.Merak etmiş ve ''Bunca domatesi ne yapacaksın teyze?'' diye sormuştum .Bana ''Biz Bulgaristan göçmenleri bunu doğrar kavurur, yeriz.'' demişti.O zamandan beri hep aklımdaydı ve bu yaz sonu kısmetmiş yapmak.Ben tarifi azıcık değiştirdim.Ek olarak soğan,sarımsak ve kırmızı biber koydum.Ekşimsi ve hoş bir lezzet.Çoğunlukla kahvaltıda tükettik, diyebilirim.Umarım sizin de hoşunuza gider.
MALZEMELER:
1kg.küp küp doğranmış yeşil domates
1 adet doğranmış soğan
1 adet doğranmış kırmızı biber
2-3 diş ezilmiş sarımsak
tuz
karabiber
sıvıyağ
YAPILIŞI:
Bir tavada soğanları ve biberleri yağda soteleyin.Ardından domatesleri ve sarımsağı ekleyin.Üzerine tuz,karabiber serpip kapağını kapatın.Ocağın altını da kısın.Arada karıştırın.Domatesler yumuşadığında pişmiş demektir. AFİYET OLSUN:-)

23 Ekim 2010 Cumartesi

MELEĞİM, 1YAŞINDA !

CANIMIZ OĞLUŞUMUZ 20 EKİMDE 1 YAŞINI DOLDURDU :-)

16 Ekim 2010 Cumartesi

YERLİ SARI KARPUZ


Gelibolu'nun salı ve cumartesi günleri pazarı oluyor ve salı pazarı pek ünlü.Keşan,Lapseki,Bolayır ve civar köylerde yetiştirilen ürünler dalından kopup bizler için tezgahlarda yerlerini alıyor.Herşey mis gibi kokuyor, tazecik ve çok ucuz.Ben bu pazarda kendimi kaybediyorum.Eşimle alışveriş yaparken kendisi bir karpuz seçti.Eve gelip akşam kestiğinde bizi bir süpriz neşelendirdi.En son annemin köyünde tadına çocukluğumda baktığım ve damağımda lezzet bırakmış tanıdık bir tatla karşılaştım.Goncam karpuzu ikiye kestiğinde,geçmişten gelen bir çocuk çığlığı evde yankılandı: ''Aaaaaaa,sarı karpuuuuuuz!'' Artık yerli karpuz bulmak hele hele de tadına bakmak neredeyse imkansız koca İstanbul'da.Bu yüzden seviyorum Gelibolu'yu,bu yüzden oralara gitmek,yaşamak istiyorum,ben.Benim aldığım tadları şimdi de oğlum yaşasın istiyorum.

KEÇİ PEYNİRLİ ÖMLET



MALZEMELER:

4 adet çırpılmış yumurta
1 su bardağı ezilmiş veya rendelenmiş keçi peyniri
karabiber,pulbiber(isteğe göre)
tereyağı


YAPILIŞI:
Tavayı kızdırın ve tereyağını koyun.peynir ve çırpılmış yumurtayı karıştırıp tavaya dökün.Tavanın üstüne bir kapak koyun ve ocağın altını kısın.Yumurtanın yavaş yavaş pişmesini bekleyin.Altı pişip de kızarınca dikkatlice altüst çevirin.Çevirdiğiniz kısmın da kızarmasını bekleyin ve kızarınca sıcak sıcak servis yapın.

13 Ekim 2010 Çarşamba

LOR KÖFTESİ



MALZEMELER: 1 kg. lor
1-2 adet kuru soğan(Küçük doğranmış)
1\2 demet dereotu
(ince kıyılmış)
1\2 demet ince kıyılmış maydanoz
1\2 ekmek içi (ufalanmış)
karabiber

tuz
1 adet yumurta(çırpılmış)
galeta unu
kızartmak için sıvıyağ

YAPILIŞI: Soğanları sıvıyağda iyice soteleyin ve soğutun.Sonra da diğer malzemelerle birlikte yoğurun.Köfte şekline getirin.Yağı kızdırın.Köfteleri önce yumurtaya sonra da galeta ununa bulayıp kızartın.Kağıt havlu serdiğiniz bir tabağa çıkarın yağını aldırınca hemen sıcak sıcak servis yapın.

NOT 1 :Bu tarif sayın Tuncer Kurtiz'e aittir.Ancak ben tarifi biraz değiştirdim:İçine dereotu,maydanoz,soğan koydum.Kendisine saygılar...
NOT 2 : Lor tuzsuz olur genellikle siz damak tadınıza göre tuz ekleyin.

18 Ağustos 2010 Çarşamba

DEPREM

Biz Türkler ne yazık ki, balık hafızalı bir milletiz.Hatta fil olamktansa,balık olmak işimiz geliyor. Çünkü o zaman korkularımızla, yüzleşmekten kurtuluyoruz.Ancak korkunun hiçbir şeye faydası.
Bu olayda hayatlarını,yakınlarını, umutlarını, geleceklerini, anılarını yitiren onca insanın önünde saygıyla eğiliyorum...

1 Haziran 2010 Salı

TÜRLÜ TÜRLÜ TÜRKİYEM

MALZEMELER:
2 adet patlıcan(soyup tuzlu suda bekletin,acısını alın ve küp doğrayın)
2 adet kabak(kabuklarını iyice yıkayın ve kabuklarını soymadan küp doğrayın)
2 adet patates (küp doğrayın)
2 adet büyük soğan( iri iri doğrayın)
4-5 adet domates (küp doğrayın)
6-7 diş sarımsak (bir kaba ezin ve zeytinyağ ile karıştırın)
zeytinyağ (yarım su bardağı)
kekik
nane
karabiber
pulbiber
tuz

YAPILIŞI:
Tüm sebzeleri fırın tepsisine ( veya büyük bir borcama) dökün ve bir kapta zeytinyağ, sarımsak ile baharatları çırpın.İyice özlenince sebzelerin üzerine dökün ve iyice karıştırın.Tüm sebzeler bu yağlı sosu çeksin.5 dakika bekleyin.Tepsinin üstünü folyo ile kapatın. Sebzeler suyunu salınca ve pişmeye başlayınca 30 dakika bu halde kızdırılmış fırında 180 derecede pişirin. Sonra folyoyu alın ve sebzeler yumuşayıncaya dek pişirin.

Çok sevdiğim bir büyüğüm (Amerika'da yaşıyor kendisi) bana şöyle demişti: "Sizler bu ülkede yaşıyorsunuz ve pek çok nimetin kıymetini bilmeden ömür tüketiyorsunuz.Çocukluğa varan sıkı bir dostun varlığı,komşuluk ilişkileri, markette ortak alınan bir ürün üzerine iki çift laf edebilme ayrıcalığı...Ve yediğiniz lezzetli meyveleeeer, sebzeleeeer!!!! Türlü türlü canım Türkiyem!" Yaz gelip de ben bu türlüyü yaparken hatırladım sevgili Behin Teyzeciğimi.O yüzden adını bu şekil yazdım türlümün :-) Kendisi eşiyle burada ve ben ikisi ile tekrar ve Civanım ile görüşmek hasret gidermek istiyorum tekrar.


25 Nisan 2010 Pazar

YOĞURTLU BAKLA ÇORBASI

MALZEMELER:
100gr. bakla( küçük kıyılmış)
1 soğan (ince kıyılmış)
2 diş sarımsak (ezilmiş)
5 dolu kaşık yoğurt
3 silme kaşık un
1 lt. sıcak su
3-4 dal dereotu (ince kıyılmış)
tuz
karabiber
toz kırmızı biber
4 yemek kaşığısıvıyağ
4 yemek kaşığı zeytinyağ

YAPILIŞI:
Soğanları ve sarımsakları sıvıyağda soteleyin.Baklaları ekleyin ve biraz tencerede çevirin.Suyu ekleyin.Derin bir kapta un ile yoğurdu iyice topaklanmadan çırpın.Baklalar pişince yoğurtlu karışıma baklalı sudan azar azar ekleyip karıştırın ve çorbaya yavaş yavaş ekleyin.Tuz ve karabiber ekleyip koyulaşana dek karıştırarak pişirin.koyulaşıp özlenince çorbayı kapatın.Servis öncesi tabağa önce derreotu sonra çorbayı koyun.Zeytinyağa kırmızı biber ekleyip kızdırın ve servis yaparken çorbanın üstüne dökün.İsteğe bağlı sirke ile içilebilir.

16 Şubat 2010 Salı

EV YAPIMI TAVUK DÖNER

MALZEMELER:
2 adet tavuk göğsü (enine ince kesilmiş)
1 adet soğan (rendelenmiş)
3 diş sarımsak (rendelenmiş)
1 tatlı kaşığı salça(arzuya göre domates veya biber)
1 yemek kaşığı yoğurt
tuz
karabiber
kekik
kimyon
pulbiber
sıvıyağ
şeffaf folyo

YAPILIŞI:
Tavuk eti hariç tüm malzemeyi derin bir kapta iyice karıştırın.Folyoyu düz bir zemine yayın.İlk tavuk göğüs etini yayın.Üzerine karışımı koyun ve yayın.Tekrar tavuk eti,tekrar karışım...Etler ve karışım bitene dek bunu sürdürün.Bitince Folyo aracılığı ile eti rulo yapın ve derin donrurcuya koyup en az 1 gün bekletin.İyice donan eti çok ince doğrayın(buzunu çözdürmeden) ve kızgın yağlı teflon tavada suyunu salıp, bu suyu çekene ve etler kızarana kadar sürekli karıştırarak pişirin.Sıcak sıcak ister lavaşın içine ,ister ekmek arasına koyup servis yapın.

NOT:Kırmızı et ile de aynı malzemeleri kullanarak yapabilirsiniz.

9 Şubat 2010 Salı

DOĞUM GÜNÜM

Hadi oğluşum dileklerimizi diledik.Şimdi birlikte üfleyelim mumlarımızı.
Halasının bir tanesi canım Mustafam ve liseden arkadaşı sevgili Zeynep süpriz yapmışlar ve güzel bir pastayla kapıyı çalıverdiler.

Yeni pastayla yeni dilekler.


GONCAMIN VE OĞLUŞUMUZUN ORTAK HEDİYELERİ: İNCİ
Ama bu inci biraz farklı.Bakın nasıl farklı:

Bir kutu.Kutunun içinde bir kutu daha.o kutuda da bir istiridye.İstiridyenin içinde saklı bir inci. İstiridyenin yanında kafes şeklinde kolyesini de hediye olarak veriyorlar ve inciyi bu kolyenin içine koyuyorsunuz.

Konserve şeklindeki (içi deniz suyu dolu) kutuyu ilk sahibi açıyor.


Çok heyecanlıyım acaba ne renk bir inci göz kırpacak bana?


Şansıma pembe renkli inci çıktı. pembe olan "AŞK" ı temsil edermiş.İyi ki de pembe çıktı. Çünkü aşığım.Goncama ve oğluşuma.

26 Ocak 2010 Salı

DÜNYANIN EN GÜZEL GÜLÜŞÜ

Uykusuz her gece,
Yorgun ölesiye,
Sabahları bazen günlerce...

Ama bu gülüş tüüüüüm yorgunlukları alııııp götürdü!

15 Ocak 2010 Cuma

İLK GÜLÜŞLER


Uuuu! Şu karşımdaki yakışıklı delikanlı için "Baban" diyor annem.Ve ekliyor:
"Meleğim,bebeğim,ana yarısı,baba yarısı,kuzuuuuum..."

Artık gülücükler atıyorum,annemi, babamı erim erim eritiyorum ;-)

MERHABA 2010

2009'un en büyük hediyesi canımız oğlumuz Civan oldu.2010 ve diğer senelerde onunla yaşayacağımız her saniye bizim için büyük hediye!Seni çok seviyoruz CİVAN!

3 Aralık 2009 Perşembe

40 UÇURMA


40 günümüz bayramda doldu.O gün babaannemiz 40 küçük taşı bir kaseye koydu, içine su doldurdu.Civan'ı yıkarken tasına 40 kaşık bu sudan aldı.Son suyunda başından aşağı döktü ve "Su aşağıya, Civan yukarıyaaa!"deyip, kırkladı. (Elbette bu işlemler yapılırken videoya da çekmeyi ihmal etmedik :-) Giyindik ve Gülannemiz'e hem bayramlaşmaya hem de kırk uçurmaya gittik. Adettenmiş,bebek için 1 dilim ekmek,yumurta, harçlık ve şeker verilirmiş.Nursel Ablam bir kesenin içinde verdi hediyelerimizi.Ben de ileride Civanımız baksın ve ona anı olarak kalsın diye, fotorafını çektim.Onun için hazırladığım anı defterinde yerini alacak.
40'ımızı doldurduk.Kötü huyları uçurduk.Şimdi hedefte 3 ayı doldurmak var.Haydi hayırlısı!

ANNE OLUNCA ANLADIM!


İnsan, anne ve baba olunca büyürmüş.Ve evlât sahibi olmadan anlayamazmışız anne ve babamızı.Onlar "ANNE -BABA OLUNCA BİZİ ANLARSIN" dediklerinde hep yarım kalıyormuş, bu cümlenin bir yanı.Anneciğim ve babacığım sizi şimdi çok daha fazla seviyorum ve inanın şimdi anladım ne demek istediğinizi!

9 Kasım 2009 Pazartesi

HOŞGELDİN BEBEK

Canımız,ciğerimiz, bebeğimiz, meleğimiz CİVAN'ımız 20 ekim 2009 saat:14:56'da dünyaya geldi,aramıza katıldı.Ben ve canım goncacığım artık hayata Civan'ımız sayesinde daha bir başka bakıyoruz.

15 Ekim 2009 Perşembe

UFUK ÇİZGİSİ

Uzun zaman olmuştu blogunu ziyaret etmeyeli.(Malum bekleyişden ötürü pc kullanmamaya çalışıyorum.) Keşke de ziyaret etmeseydim.Büyük bir şok yaşadım. Blog sahibi arkadaşın aramızdan, hayattan ayrıldığını okudum.Kendime gelmem zaman alacak, büyük ihtimal.Keşke yapılmış bir şaka olsaydı.Kötü bir şaka olaydı da ben kızmayaydım,keşke. Mesut Bey'in ardından Ali İkizkaya Bey'in yazdığı şiiri (http://www.divshare.com/download/8625596-e8a) dinlediktan sonra daha da kötü oldum.
Ama yapabileceğim hiçbir şey yok ne yazık ki.Sadece Allah'tan rahmet diliyor, mekanının cennet olmasını, geride kalan ve onu seven herkese de(özellikle evlâtlarına) sabır diliyorum.

2 Ekim 2009 Cuma

HAZIRLIKLAR!..

Dünya onun etrafında dönüyor, her karar onun için alınıyor, her iş ona göre planlanıyor.Kendisi küçücük, değeri büyük!Kıymetlimiz, bebeşimiz,biriciğimiz,meleğimiz...Hazırlıklar son sürat.Tüm kıyafetleri özel bitki özlü sabunlarla yıkandı,itina ile kurutuldu, teeek tek ütülendi ve katlandı, aylara göre ayrıldı,poşetlendi.Ama hepsi de büyük bir zevk ile yapıldı.Bu şerefli iş için anneciği ile babacığı yarıştı:-)

26 Eylül 2009 Cumartesi

BAYRAMLARDA

(Fotoğraf internetten alınmıştır)

Bayramları dört gözle bekleriz.Bizi sevdiklerimize, bizi sevenlere,hasretlerimize kavuşturur ayramlar.Kırık gönüllerin tamirinde bir vesiledir.
Gidemediklerimizin, görüşemediklerimizin, kucaklaşamadıklarımızın eksikliğini duysak da, onlarla telefonda konuşurken hıçkırıklara boğulsak da, bayramlar güzeldir.

En çok da çocukların içi içine sığmaz.Bayramda el öpmek için uzatılan ufacık avuçların içine konulan harçlıklar ve o harçlıklarla o güne dek alınmamış,alınamamışların hayalleri süsler dünyalarını.Sonra şeker toplama yarışları...Tanınsın tanınmasın mahalledeki tüm kapılar çalınır.Gözlerde "Bayramınız Kutlu olsuuuuun" dileklerine karşılık verilecek tepkilerin ürkekliği vardır.Ama yine de çocuk kalpleriyle gülümserler size.Aldıkları birer şeker,(gülümsenerek veya suratlı verilse de), mutlu kılar onları.

Günümüzde çoğu ev sahibi büyükler, uzak mahallerden gelen bu çocuklar için bayram alışverişlerinde, şeker alırlarken ucuz ve kalitesizlerini tercih ediyorlar. Halbu ki, şekerler, çikolatalar çocuklar için değil midir? Sohbetlerimizde mangalda kül bırakmayız: "Çocuklar bizim geleceğimiz,onlar herşeyin en iyisine lâyıklar..." Peki neden çarşıdan pazardan çocukların sağlığı için tehlikeli,nasıl yapıldığı ve içine nelerin katıldığı bilinmeyen şekerleri,çikolataları alırız? Neden çocuğumuza ya da torunlarımıza lâyık bulmadığımız ürünleri başkalarının evlâtlarına reva buluruz?

Sadece bu durum üzerine biraz düşünelim derim.Şairin de söylediği gibi:

ÇALIYORUM KAPINIZI
TEYZE,AMCA BİR İMZA VER
ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLMESİN
ŞEKER DE YİYEBİLSİNLER.
(Nazım Hikmet - Kız Çocuğu)

31 Ağustos 2009 Pazartesi

FIRINDA SEBZELİ TAVUK


MALZEMELER:
1 kg. tavuk pirzola
1 adet büyük boy patates (isteğinize bağlı küp veya parmak kalınlığında doğrayabilirsiniz.)
2 adet patlıcan (halka şeklinde doğranmış)
2 adet kabak (halka şeklinde doğranmış)
2 adet orta boy soğan (halka doğranmış)
6-7 diş doğranmış sarınsak
3-4 adet orta boy domates (halka doğranmış)
4-5 adet sivribiber (çekirdekleri alınmış ve isteğe bağlı tatlı ya da acı)
zeytinyağ (arzunuza göre kullandığınız bir sıvıyağ)
tuz,karabiber

YAPILIŞI:
Malzemeleri sırasıyla tepsiye dizin ve fırına verin.Etler ve sebzeler pişince servis yapın.

Yanında da el yapımı erişte ile enfes gidiyor.Özellikle yazın sebzelerin taze olması yemeğin lezzetine lezzet katıyor.Hele de Ramazan'da hafif bir akşam yemeği için ideal.


Gelibolu'ya her gittiğimizde Hacer Teyzem ailenin büyüğü olarak muhakkak hepimizi toplar ve teras katında yemek ziyafeti verir.Bu birliktelikler onun için olduğu kadar bizim ve elbette ki benim için de özel ve önemli.Çünkü hayat o kadar hızlı geçiyor ki, sevdiklerinizle geçireceğiniz heran değerli oluyor.Ailemizden, tanıdıklarımızdan, arkadaşlarımızdan,sevdiklerimizden birileri tek tek ayrılıyor bizlerden ve yaşananlar kalıyor anılarda ve kâr olarak elimizde.O yüzden anların ve çevremizdekilerin,onların isteklerinin kıymetini bilmeliyiz, bence.